Silivri’nin Makus Talihi: Değişim mi, Döngü mü?

2

BEĞENDİM

0

Silivri’nin Makus Talihi: Değişim mi, Döngü mü?

Silivri spor camiasında son günlerde yaşanan gelişmeler, aslında yıllardır değişmeyen bir tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Sosyal medyada paylaşılan iki kısa cümle, ilçemizin spor yönetimindeki tüm kısır döngüyü, zihniyeti ve belki de en çok özlediğimiz samimiyeti özetlemeye yetti.Ali Tonta’nın “Çok kıymetli kulüp başkanlarım, sizlerden gelen talepler doğrultusunda bugünden itibaren yeniden Silivri Kulüpler Birliği başkanlığına adaylığımı açıklıyorum” sözleri, spor camiasında taşları yerinden oynattı. Aslında bu cümle sadece bir adaylık açıklaması değil, yıllardır süregelen bir döngünün yeni perdesiydi.Henüz birkaç gün önce, yine sosyal medyada Ali Şahin’in, “Ali Tonta aday olmayacaksa göreve talibim” açıklamasını okumuştuk. O an herkesin aklında aynı soru belirdi: “Acaba Tonta yeniden aday olur mu?” Beklendiği gibi sessizlik uzun sürmedi. Görünen o ki, Tonta da kendi içinde bu kararı tartarken bir iç hesaplaşma yaşadı. Olmalı mı, olmamalı mı? Geri dönmeli mi, yoksa gençlere mi bırakmalıydı?Ancak sonunda alınan karar, Silivri’nin tanıdık senaryosunu bir kez daha sahneye taşıdı. Yine aynı isimler, yine aynı koltuk, yine aynı tartışmalar…Bu noktada insan ister istemez düşünmeden edemiyor: “Tarih tekerrürden mi ibaret, yoksa Silivri’nin makus talihi mi bu?”Silivri yıllardır “değişim” sözcüğünü dilinden düşürmeyen, ama iş eyleme gelince hep eskiye dönen bir yer. Herkes yenilikten bahseder, gençlerin önünü açmaktan söz eder, ama iş ciddiye binince koltuğu bırakmak zor gelir. Sanki değişim sadece lafta, sadece sosyal medya paylaşımlarında var. Özde ise hâlâ “fetret devri” hüküm sürüyor.Bu fetret devri dediğimiz şey aslında bir belirsizlik hali. Ne tam bir yenilik doğuyor, ne de eskiler tam anlamıyla kenara çekiliyor. Arada bir yerde, herkes birbirini tartıyor, kolluyor, bazen de köstek oluyor. Oysa sporda başarı; samimiyet, ortak akıl ve taze enerjiyle gelir.Silivri, spor potansiyeli yüksek bir ilçe. Her mahallede futbol topuna gönül veren gençler, her okulda parlayan bir yetenek var. Ancak bu enerjiyi doğru yönlendirecek bir irade olmadığı sürece, ne tesisleşmede ne de sportif başarıda bir adım ileriye gidebiliriz.Koltuk sevdasıyla değil, gönül sevdasıyla yola çıkanlara ihtiyaç var. Çünkü koltuklar gelip geçici, ama hizmet kalıcıdır. Ne yazık ki bizde koltuk, bir araç değil, bir amaç haline gelmiş durumda.Silivri, özde bir değişim isterse, bu döngüyü kırmak zorunda. Aksi halde her birkaç yılda bir aynı isimleri, aynı açıklamaları, aynı kırgınlıkları konuşmaya devam ederiz.Belki de artık “kim aday olacak” sorusundan çok “kim Silivri sporuna gerçekten ne katacak” sorusunu sormalı. Çünkü mesele isimler değil, sistemdir. Ve sistem değişmedikçe, hiçbir aday gerçek anlamda fark yaratamaz.Son sözüm şu: Silivri’nin bir “yenilenme” dönemine girmesi gerekiyor. Gençlerin, yeni fikirlerin, ortak aklın zamanı geldi.Silivri eğer kendi makus talihini yenmek istiyorsa, bunu ancak samimiyetle, ego değil emek odaklı bir anlayışla başarabilir.Yoksa tarih yine tekerrür eder…Ve biz yine aynı yerden, aynı cümlelerle başlamaya mahkûm oluruz.

Gönül Güleç/haberegel34.com