Ferhan Şensoy’un sahnede dile getirdiği gibi, “Kira olmasa mesela, manav para almasa…” diye başlayan bir hayali vardı. Peki, bizde ne olmasa mesela?
Eğitim, paralı-parasız ayrımı olmadan herkes için eşit olsa mesela…
Yolda yürürken “neden baktın” bahanesiyle ağız burun girişilip hastanelik olunmasa mesela…
Akşam saat dokuzdan sonra, kadın başımıza korkusuzca yürüyebilsek mesela…
Yaş kemale erdiğinde hastane kuyruklarında beklemesek mesela…
Binbir umut ve binbir zorlukla aldığımız evler sağlam olsa, depremde ölmesek mesela…
Boşanma aşamasında eşimiz tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürülmesek mesela…
Küçük yaşta çocuklar evlendirilip hayatları karartılmasa mesela…
Emekli maaşıyla bir ay boyunca rahatça geçinebilsek mesela…
Torpilin değil, liyakatın değer gördüğü bir ülkede yaşasak mesela…
İnsanlar sadece insan oldukları için eşit kabul edilse mesela…
Sokakta aç bir çocuk, üşüyen bir insan, boynu bükük bir yaşlı kalmasa mesela…
Ne olmasa mesela?
Riyakarlık, adaletsizlik, vicdansızlık olmasa mesela…
Güçlünün haklı, haklının çaresiz olduğu bir düzen olmasa mesela…
Parası olanın daha çok, olmayanın hiç şansı olmadığı bir hayat olmasa mesela…
İnsanların yoksulluktan intihar etmek zorunda kalmadığı bir düzen kurulsa mesela…
Hayalleri çalınmamış, umutları yeşermiş, çocukları gülümseyen bir memlekette yaşasak mesela…
Keşke bunların hiçbiri yaşanmasa mesela… Keşke “mesela” demeye mecbur kalmasak mesela…
Böyle bir Ütopya…
Kalın Sağlıcakla..!
Gönül Güleç