Hayatı Ne Zaman Yaşayacağız?

Zaman su gibi akıp giderken, gözlerimizi dünyaya kapatmadan önce yapılacak o kadar çok şey var ki… Gün geçtikçe bitmeyen listeler uzuyor; okunacak yüzlerce kitap, izlenecek filmler, gidilecek yerler, tadılacak lezzetler… Ancak hayatın koşturması içinde ne zaman durup gerçek anlamda yaşayacağız?

Bir yandan iş, sorumluluklar, yapılması gerekenler, diğer yandan ise içimizde büyüyen bir korku… Her şey bitmeden önce yeterince yaşamış olabilecek miyiz? Zihnimizi kurcalayan bu sorular, belki de çoğumuzun iç dünyasında yankılanıyor. Çünkü hepimiz bu hayattan alabileceğimiz her güzelliği almak, her deneyimi yaşamak istiyoruz.

Ancak yetişemiyoruz. Kitap raflarında göz kırpan yüzlerce şaheser var. Gezecek onlarca şehir, görecek binlerce manzara… Fakat zaman? O hep yetmiyor. Her şeyin arasında bir telaşla savrulurken, o çok değerli zaman elimizden kayıp gidiyor. Hangi ara gerçekten yaşadığımızı hissedebileceğiz? Bir köşede, sevdiğimiz bir kitabı okuyarak, ufka dalarak, bir manzarada kaybolarak… Bunları ne zaman yapacağız?

İşte bu soruyu sormaktan korktuğum an, hayatın gerçek anlamını kaçırdığımı hissediyorum. Aslında belki de cevap basit: Hayatı, beklemeden, yarını düşünmeden, şu anda yaşamaya başlamak gerekiyor. Önemli olan, her günün içinde küçük de olsa bir an yakalamak. Bir sayfa okumak, bir kahve içmek, bir dostla sohbet etmek, en çok merak ettiğimiz yerlerden birini ziyaret etmek…

Koşuşturmanın içinde kendimizi kaybetmek yerine, bazen durup etrafımıza bakmamız gerekiyor. Çünkü hayat, her şey yetiştiğinde değil, biz farkında olarak yaşadığımızda anlam kazanıyor.

Yani hayat, beklemeden yaşanmalı. Bize sunulan her an, belki de o çok istediğimiz şeyleri deneyimlemek için bir fırsat. Korkmak yerine, her anı kucaklayarak… Öyleyse, ne zaman yaşayacağız hayatı? Şimdi.

Sağlıcakla kalın…

Gönül Güleç 15.09.2024